Kitap Adı: Kaçığın KızıÖzgün Adı : The Madman's Daughter
Yazar : Megan ShepherdÇevirmen : Belgin Selen Haktanır-Us (Çevirdiği diğer k. için tıkla)
Yayınevi : Dex
Sayfa Sayısı : 392
AŞAĞILANDI, BABASININ GÜNAHI YÜZÜNDEN.
ÂŞIK OLDU, ESKİ HAYATINDAN ÇIKIP GELEN ERKEĞE.
YEMİN ETTİ, AİLESİNİN GEÇMİŞİ HAKKINDAKİ GERÇEĞİ BULMAYA.
Juliet Moreau, Londra'da temizlikçi olarak çalışıyor ve hayatını yerle bir eden skandalı düşünmemeye çalışıyordu. Yıllar önce babası, yaptığı korkunç deneyler yüzünden suçlanınca, ortadan kaybolmuştu. Bir gün babasının ölmediğini, çalışmalarına devam ettiğini öğrendi. Böylece, babasının genç asistanı Montgomery ve gizemli kazazede Edward'la birlikte babasını bulacağı adaya doğru yolculuğa çıktı. Juliet, adada korkunç gerçeklerle yüz yüze gelecek; kendi kanında da taşıdığı, babasının dehasının ve deliliğinin sınırlarını keşfedecek… Dr. Moreaunun Adasından esinlenen Kaçığın Kızı karanlık ve nefes kesen bir gotik korku romanı.
Kaçığın kızı bitti! Ve ben hala şoktayım.
Bun nasıl bir sondur böyle! Megan ne yaptın bize!
Öncelikle kitabın kapağından bahsetmek istiyorum. Kapağa ba-yıl-dım!
İlk dex'in sayfasın da gördüğümde kapağın hakkını vermişler diye düşünmüştüm. Sonra bir blog da kitabin orijinal kapağını görüp hah!' demiştim bizimkiler-dex- daha iyi yapmış!
 |
Orijinal Kapak |
Kitabı aldığımda ise fark ettiğim bir şey vardı ki.... Kapaktaki kızın gözünün içine dikkatli bakınca elinde bir balta sarkan -tahminimce-bir adam duruyor. Eee boynuz kulağı geçermiş!
Gel gelelim konusuna;
(Okuduğunuzda rahatsız etmeyecek kadar az spolier vardır)
Juliet daha küçükken, babası ve onun tıpkı Juliet gibi küçük olan asistanı Londra da patlak veren bir skandal yüzünden Londrayı terk etme kararı almışlardır.
Dr. Moreau geride karısını, kızını ve onları hayatları boyunca takip edecek kendi skandalını bırakmıştır.
Seneler geçmiş juliet'in annesi ölmüş, juliet bir başına ıssız Londra sokaklarında kalmıştır. Az çok bir şeyler kazanıp hayatını sürdürmektedir.
Taki babasının diyagramlarından birini bulana kadar! Senelerdir görmediği babası yaşıyor olabilir mi?
Onun izini sürerken küçükken oyun arkadaşı olan şimdilerin yakışıklısı, babasının yardımcısı, ailelerin uşağı ile karşılaşacaktır. Montgomery.
Gemilerin bile yanına yaklaşmak istemediği bir adaya sürüklenmeye başladığında aklından geçenleler yaşadıkları olmayacaktır.
Kazazede Edwardla birlikte öğrendikleri ve öğrenecekleri hiç hoşuna gitmeyecektir. Özellikle de kendi hakkında olanlar..................İyi Okumalar.
Spolier-SİZ Yorumum;
Kitap, gidişatı git gide heyecanlana bir kurguya sahip olmasına rağmen şahsen bana beklediğim heyecanı yaşatmadı. Karakter betimlemeleri bazı kısımlarda hayal kırıklıklarına uğratsa da genel olarak başarılıydı. Ana karakter ise fazla yüzeysel ve bencildi. Ah nerede o eski ana karakterler! Baktığında" Kahraman!" dediklerimiz!...
Neyse, en iyisi ben tamamen komediye bağlamadan keseyim :)
Spolierli yoruma geçmeden önce son söyleyeceğim şey ise kitabın okunulabilir olduğudur-Ne kadar eleştirmenliğim tutmuş olsa da. :D
SPOLİER!
Öncelikle şunu söylemeliyim ki; Montgomery'nin ana karakter olması bu kitaba beni daha fazla bağlardı, şüphesiz! Edward'ın da hiç ortaya çıkmamış olması :DAnlaşılacağı üzere Edward 'ı hiç sevmedim. Hiç!
Ve burada bir gerçeğe açıklık getirmek istiyorum. Kitap boyu herkesin Montgomery'e Juliet'in ondan daha iyi olduğunu söylediğini fark etmiş-okumuşsunuzdur.
Dostlarım sizce de saçmalamıyorlar mıydı?
Adam hiç bir üniversiteye gitmeden hatta liseye bile gitmeden birkaç hayvanla düşünebilen ve hisleri olan bir insan oluşturuyor! Hem de bunu profesör unvanı olan birinden daha iyi yapıyor!
Kim Juliet'e layık değildi? Montgomery mi? Hah işte buna gülerim! Ortada layık olmayan biri varsa o kesinlikle Juliettir!(Nokta!-ve ünlem :D
Ne kadar şu ana kadar Juliet'i sevmediğim izlenimine kapılmış olsanız da kıza karşı bir garezim olmadığını belirtmeliyim. Özellikle de babasının onu terk etmesinden sonra annesi de ölünce yalnız kalan ve daha küçük yaşında büyük bir şehir de ayakta durmayı başardığını öğrendiğimden beri...
Tam şu an da aklım da kitaptaki bir alıntı geçiyor. Buyrun okuyun. Yazıyorum.
Babam şişeyi elimden kaptı."Bu, hanımefendiler göre değil," dedi ters ters.
"Güzel. O halde, benim için mükemmel."
Kitap boyunca bende tıpkı Juliet gibi babasın "kaçık" olmamasını umdum. Bazen umutlar zaman kaybıdır.
Sırf 'bilim' ismi altında yapılıyor diye canilikleri göz ardı edemeyiz. Değil mi?
Doktor'un kaçıklığını başlatan sebepler-Juliet'in yaşayabilmesi- ne kadar övülmeye değer olsa da gelişen süre zarfında yaptıkları bir canı kurtarmaktan bir ilah olmaya ilerlemiş. Yazık...
Doktora kızamıyorum çünkü aklı başında düşünebildiğini sanmıyorum. Parça parça hayvanları birleştirerek bir ada dolusu insan benzeri yaratık yapmak...bu aklı başında birinin yapabileceği bir şey değil..
Biraz ikinci kitaptan da da bahsedip yazımı sonlandırayım.
İkinci kitap Julietin Londraya dönüp, bir aya kadar bir süreyi orada geçirmeye başladıktan sonra etrafında işlenen cinayetlerin (adadaki gibi üç pençe izleri var tüm cesetlerde) sorumlusunu aramasını ve aynı zaman da kendi hastalığının şifasını aramasını konu ediniyor.
SPOLİER BİTTİ!
 |
| İkinci kitabın orjinal kapağı. |
Henüz ülkemizde çıkmamıştır. Maalesef :)
İkinci kitabı bekleyen herkesi güzel haberi vermeyide boynumun borcu bilirim.
Kitabın yayın hakaları -filmi için-alındı ve ımdb(bakmak istersen tıkla) de sayfası oluşturuldu. Pek yakında olmasa da kitabı beyaz perde de seyredebileceğiz.
Yorum Gönder