Blogspot, aynı zamanda bloglarının admini de olan blog sahiplerine, bloglarına hangi siteler ve URL'lerden ziyaretçi geldiğini 'İstatistikler' başlığı altında gösterir. Ayrıca arama motoru 'Google'a yazılarak aranan bir kelimenin araması sonucu Google, kaynaklardan biri olarak blog sayfasını da listelerse aranan bu kelime ya da kelimeler de bu başlık altında blog sahibine gösterilir. 'Arayan Bulur' başlığı işte araması yapılan bu anahtar kelimeler üzerinden hangi filmin arandığını bulup (tabii yapılan aramada bizim sayfamıza bir gönderme yapılmışsa Google tarafından), aynı anahtar kelimeler tekrar kullanıldığında arama yapan kişilerin aramasının sonuçsuz kalmamasını amaçlamaktadır.
Arayan Bulur başlığının ilk araması 'gözlük takıp görülen uzaylı filmi'. Aslında 70'lerde doğmuş herkes, bir de bilim-kurgu sinemasına hakimlerse kelimeleri okur okumaz aranan bu filmi hatırlayacaklardır: Filmin baş kahramanı taktığı özel bir güneş gözlüğüyle, gözlük takmamış kişiler tarafından normal birer insan biçiminde görülen uzaylı istilacıları kendi garip ve pek de hoş olmayan biçimlerinde görebilmektedir. Ama elbette durum bu kadar basit değildir, zira John Carpenter'ın bu filmi ağır bir medya ve kapitalizm eleştirisi içermektedir. Kahramanımız John Nada, bir kiliseye düzenlenen polis baskını sonucu rastlantı eseri bulduğu gözlüğü taktıktan sonra acı gerçekle yüzyüze gelmekte ve başta medya olmak üzere dünyanın bütün önemli kurum ve mevkilerinin uzaylılar tarafından ele geçirilerek gizli propaganda aracı olarak kullanıldığını keşfetmektedir. Dünyayı gizlice bir sömürgeye dönüştürmüş olan uzaylılar, medya aracılığı ile yayınladıkları reklamlara ve şehirdeki reklam tabelalarına gizledikleri "itaat et, tüket, TV izle, düzeni eleştirme, hayal etme, bağımsız düşünme, 8 saat çalış-8 saat uyu-8 saat oyun oyna" gibi aslında kapitalizmin düsturu olan mesajlarla insanları uyutmaktadırlar, onların salise ve satır aralarına gizledikleri bu mesajlar da sadece gözlüğü takanlar tarafından fark edilebilmektedir. Burada hemen bir parantez açıp, bir dönem bu tür gizli mesajlar içeren ve 'Subliminal reklamcılık' (bilinçaltını hedef alan reklamlar) denen tarzda reklamlar üzerine gerçekten deneyler yapıldığını da belirtmekte fayda var. Bu tür reklamlarda, reklam arasına yerleştirilen saliselik görüntü ve yazılarla kişinin bilinçaltına hitap edilerek ürünü kullanması/satın alması/tüketmesi sağlanmaktadır. Burada uzaylıların da aynı yöntemi seçmesi ilginçtir; yoksa hep uzaylılar (kapitalizm) tarafından mı yönetildik? Kapitalizmin de kabul ettiği şekilde, paranın üzerine de "Bu sizin tanrınız" yazmıştır uzaylılar!
Filmin devamında gözlüğü taktıktan sonra 'aydınlanan' John Nada'nın, gözlüğü üretenleri bulup onlara katılması ve düzene başkaldırıp herkesin gözleri önündeki perdeyi kaldırıp, gerçeği görmelerini sağlamaları anlatılmaktadır. Aslında ilk üretildiklerinde 'sihirli kutu' olarak adlandırılan ve filmde hemen heryerde bir şekilde görülen televizyonlar da, günümüzde artık reklamların ve medyanın arkasındaki 'gerçeğ'i saklayan veya onları farklı görmemizi sağlayan bir çeşit gözlük (camı) değil midirler? Başbakanımızın da üç çocuk yapmayı iktidar politikası olarak belirlediği şu dönemde son bir parantez açıp, uzaylıların gizli mesajlarından bir tanesinin de "evlen ve çoğal" olduğunu söylemekte fayda var.
Yorum Gönder