Elbette başlığı yukarıdaki gibi olan bu blogda böyle bir tanıtım cümlesine kanıp filmi seyretmenizi önermiyoruz. Ancak cümleye kandığımızda da evrenle ilişkimizi sorgulayacak, biraz da olsa felsefi boyutu olan bir film seyretmeyi umut ediyoruz. Ancak karşımızda bulduğumuz, birkaç farklı boyutta kendisini öldürmeye çalışıp evrenin en güçlü insanı olmaya çalışan Jet Li oluyor! Elbette biz burada filmle ilgilenmiyoruz, ama bu tanıtım cümlesi The One’ı tanıtmak amacıyla yazıldığından değinmeden de edemiyoruz sonuçta.
Evrendeki en tehlikeli insan olmak! ‘Dünyada’ olsak belki en fazla bir terörist eyleme dahil olabileceğimizi düşünebiliriz, ama ‘evrendeki’ kelimesi bizim en azından kıyametin kopmasına sebep olabileceğimiz anlamına gelir. Kısmen bunun filmde işlenişine bakacak olursak; evrende farklı boyutlar bulunmaktadır ve bu dünyada yaşayan bizim diğer boyutlarda da birer izdüşümümüz yaşamaktadır. Eğer bu evrenlerdeki herhangi bir izdüşümümüz (bu biz de olabiliriz) diğer evrenlerdeki ‘kendisini’ öldürürse onların yaşam enerjisini almakta ve bu da ona inanılmaz bir güç katmaktadır. Eğer bu gücü kazanan kişi onu kötü amaçları (evrenin hakimi olmak gibi) için kullanmaya karar verirse ‘evrendeki en tehlikeli insana’ dönüşmektedir. Elbette bu konu filmde, teknolojik dövüş ve savaş sahnesi çekimlerine hizmet etmekten öteye gidememektedir. Oysa böyle bir tanıtım cümlesi, yaptığımız seçimlere karşılık yapmadığımız seçimlerin sonucunu gösterebilecek alternatif gerçekliklerin veya yaşamlarımızın oluşması üzerine bir film için çok daha uygun olabilirdi. Bu dünyada yapmadığımız ya da yaptığımız bir seçim yüzünden başka bir evrenin yok olmasına sebep olabilirdik mesela. İyi bir insan olmayı seçmemize rağmen, içten içe duyduğumuz kötülük yapma ihtiyacımız başka bir evrende dile gelirdi belki ve bizim ‘iyi’ bir insan olarak içimizdeki bu ‘kötülükle’ yüzleşmemiz sonucu ‘iyilik’ evrenimizin altüst oluşunu anlatabilirdi bu film. Belki ortaya gişe kaygısından uzak, daha durağan bir film çıkardı ama felsefi derinliği daha fazla olurdu en azından.
Yorum Gönder