"V For Vendetta" ya da Türkçe'ye uyarlarsak "Vendetta'nın V'si", tam Türkçe çevirisi ise "İntikam'ın İ'si" (Vendetta, kan davası demektir) şeklinde olmakla birlikte, belki de ilk defa bir yabancı filmin adının isabetli olarak Türkçe'ye çevrilmeden, aynı bırakıldığını görüyoruz. Zira bu filme "İntikam'ın İ'si" gibi bir isim vermek, hem filmin hem de filmin uyarlandığı aynı isimli Alan Moore eseri çizgi-romanın ruhuna ve manasına ihanet etmek olurdu. Her ne kadar film bir intikam öyküsünü anlatsa da, burada karşımıza çıkan intikam duygusu bireyler üzerinden hareketle sisteme yönlendirilmektedir. Çünkü kendine “V(i)” diyen kahramanımız içinde yaşadığı totaliter sistemin ülkeye egemen olma aşamasında, yine bu egemenliğe karşı çıkan insanların hapsedilip üzerinde bilimsel deneyler yapıldığı bir toplama kampında bu sistemin uygulayıcısı/yayıcısı olan kişiler tarafından kurban edilir. Dolayısıyla bu bireyler daha sonra kahramanımız için sistemin kişileştirilmiş haline dönüşecek ve sisteme karşı yürüttüğü intikam hareketini bu bireylere yönlendirerek daha somut sonuçlar almayı hedefleyecektir. Ancak eylemlerinin hedefindeki kişiler, sistemin oluşmasında en masum ya da en etkisiz denebilecek konumdaki kişiler bile olsa onun gazabından kaçamazlar; belki ölümleri daha acısız ve ıstırapsız olur ama mutlaka olur. Çünkü ‘sistem’ tüm unsurlarıyla onun için kötüdür, suçludur ve yok edilmelidir. Filmin anlatımı da bu yöndedir; “V(i)” filmin sonuna kadar hep sistemin (ve dolayısıyla kendisinin de) oluşmasına ön ayak olmuş kişiler üzerinden eylemlerini gerçekleştirir ve en sonunda sistemin gerçek temsilcisi parlamento binasını havaya uçurarak eylemlerine son verir. Filmin başında bir TV istasyonundan yayınladığı kendi TV şovuyla da bunu açıkça insanlığa duyurur.
Aslında filmde de gördüğümüz gibi kahramanımızın kendisine “V(i)” adını vermesi ve sembol olarak da “V”yi seçmesi basit bir rastlantı ya da senaryo oyunu değildir. Aynı şekilde onun bu seçimi, yine intikam duygusunun ya da kan davasının doğrudan kişilere indirgenemeyecek kadar basit olmadığını da göstermektedir. 'V' sadece Vendetta'nın (sisteme karşı güdülen bir kan davasının ya da sistemden alınacak bir intikamın) değil, manidar birçok kelimenin, birçok nesnel sembolün adının baş harfi (hatta filmin bir sahnesinde 'V(i)' baş harfi 'V' olan kelimelerden bir cümle kurar ki hem İngilizce orjinali hem de Türkçe çevirisi akıllara ziyandır) ve birçok kavramın da sembolüdür. Daha filmin başında, kılıcıyla duvara çizdiği ‘V’yi saymazsak, “V(i)’nin Londra Ağır Ceza Mahkemesi binasını havaya uçurması sırasında patlamanın duman bulutu gökyüzüne bir ‘V’ harfi oluşturarak yükselir. Film boyunca ‘V(i)’nin maskesinden tutun da gerçekleştireceği o büyük eyleme kadar vurgusu yapılan ve filmin açılış sahnesini oluşturan Guy Fawkes ve onun düzenleme girişiminde bulunduğu ‘barut komplosu’nun tarihi de (5 kasım 1605) yine Latince’de 5 anlamına gelen ‘V’ ile simgelenmektedir filmde. 'V' bazen bir toplama kampındaki hücrenin kapı numarası (Latince 5), bazen bir kırmızı gülün Latince adıdır. Bazen özgürlüğü için canını vermiş bir kadının adı, bazen de Goethe'den yapılmış bir alıntıdır. Bazen Vendetta'nın 'V(i)'si, bazen de Evey (İvi)'nin 'V(i)'sidir. 'V(i)'nin de dediği gibi, 'V' bir fikirdir aslında; bazen karşı çıktığımız, bazen de sonunda ölmek pahasına da olsa savunup peşinden koştuğumuz ve bizi yeni baştan yaratan bir fikirdir. Bu yüzden film boyunca 'V'nin ne olduğunun çok da önemi yoktur ya da neyin baş harfi olduğunun veya tam olarak neyi sembolize ettiğinin. Çünkü filmin hangi karesine baksak bir 'V' harfi saklanmıştır bazen bir cümlede, bazen de bir görüntüde. Aslında herşey 'V'dir ve dolayısıyla 'V' hiçbir şeydir. Ateşten doğan 'V(i)'nin kollarını yukarı kaldırıp iki yana açmasıyla onun bedeninde de can bulabilir; aynı hareketi Evey(İvi)'nin yağmur altında yapmasıyla bir başkasının bedeninde de can bulabilir. Çünkü 'V' bir düşüncedir ve taktığı maskenin bir önemi yoktur. Maskenin ardında sakladığı şey düşüncesi değildir çünkü, sadece kaderidir. Ve yaptıkları bu hareketle kendi kaderlerini kucaklamaktadırlar; bu sefer kaderlerini sistem değil kendileri yazacaklardır. Bir çeşit zafer (Victory) işaretidir bu, bizim ancak iki parmağımızla yapabildiğimiz işareti onlar tüm bedenleri ve benlikleriyle yapmaktadırlar; böylece aslında o sembolün kendisine dönüşmektedirler, yani 'V'ye! Bizim sadece peşinden koşabileceğimiz, ama asla dönüşemeyeceğimiz bir fikre...
Diğer taraftan 'V(i)'nin kendisine sembol olarak çizdiği 'V'ye baktığımızda, bunun açıkça Anarşizm'in sembolü olan "daire içindeki büyük A"yı hatırlattığını görürüz. Aslında gerek faaliyetleri gerekse düşüncesi tam da Anarşizm'e uygundur ya da daha yakındır 'V(i)'nin. Çünkü o mevcut Totaliter rejimi yıkmaya çalışmakta, ama yerine yenisini kurmayı düşünmemekte ya da bundan hiç bahsetmemektedir (kim bilir belki de kendi sonunu bildiğinden!). Hatta mevcut rejime karşı olduğunu bilmemize rağmen (ki mevcut rejim totaliter bir rejimdir, ama o da demokratik bir rejimden evrilmiştir), onun bir siyasi fikri savunduğunu da görmeyiz film boyunca. Onun bahsettiği tek şey özgürlüktür. Ve her durumda o 'V(i)' olacaktır ve her zaman sistemle kan davalı bir 'V(i)' bulunacaktır. Bu açıdan bakıldığında\ 'V(i)'nin hikayesinin en anlamlı finali uyarlandığı çizgi romanda karşımıza çıkmaktadır. Filmde göremediğimiz bu finalde, 'V(i)' öldükten sonra Evey (İvi) onun kostümünü giyerek ve Guy Fawkes maskesini takarak onun yerine geçer ve 'V(i)' olarak faaliyetlerine devam eder. Çünkü, filmin finalinde herkes Guy Fawkes maskesi taksa da, aslında güçü kontrol eden her iktidar totalitarizmin bir parçasıdır ve eninde sonunda tamamen ona dönüşecektir. Ancak Evey, 'V(i)'nin yerine geçerek o maskenin ardında 'iktidarla kan davalı' ölümsüz bir düşünce olduğunu da bize göstermiş olur. Üstelik çizgi romanın son karesinde görürüz ki o da kendisine bir halef bulmuştur. Çünkü 'V' ne olursa olsun, neyi sembolize ederse etsin, o herşeyden çok "Vendetta'nın V"sidir...
Yorum Gönder